İlgili kişilere ve en donanımsız olanımıza hitap edecek sadelikte iki basit soru:
Kıpçaklar diye internette araştırdığınız zaman tarihi Kıpçak Türkleri’nin yayılma alanının Gürcistan’ı, Artvin’i, Ardahan’ı, Erzurum’u ve Doğu Karadeniz’i ve hatta Anadolu’yu kapsamadığını, oysa Orta Asya ve bugünkü Rusya Federasyonu’nun neredeyse tamamının Kıpçak coğrafyası olduğunu görürsünüz. Kuzey Kafkasya da Kıpçak’ların yayılma alanı içindedir.
Yani Kıpçaklar’ın “hâkim” olduğu coğrafyaya bakarsanız “Ruslar, Osetler, Dağıstan’ın envai çeşit halkı, Abazalar, Çerkes-Adigeler, Çeçenler, Kırım Tatarları, Ukraynalılar, Moldovalılar vd.” halkların o coğrafyanın halkları arasında yer aldığını görürsünüz.
Kıpçak hâkimiyeti bu halkların yaşadığı coğrafyada yüzyıllarca sürmüştür.
Gürcistan’da ise 11.Yüzyılda Kral Davit Ağmaşenebeli (4. Davit) tarafından 40 bin Kıpçak savaşci paralı asker olarak getirilmiş, bunlardan 15 bin Kıpçak Tiflis yakınlarındaki Didgori Savaşında Selçuklulara karşı kullanılmıştır. Didgori’de Davit Ağmaşenebeli’nin ordusu 56 bin kişiydi ve bunun 15 bini kiralık Kıpçak askeriydi. İhanete uğrama endişesiyle görev verilmeyen Kıpçaklar bunu gurur meselesi yaparak Gürcistan’dan ayrılmış, Kuzey Kafkasya’ya geri dönmüştür.
1-Hâl böyleyken nasıl oluyor da belirli kesimler Ruslara, Ukraynalılara, Moldovalılara, Çerkes-Adigelere, Osetlere, Abazalara, Çeçenlere ve diğerlerine asla “Kıpçak Türkü” demezken tüm Gürcistan’a (Gürcülere, Lazlara), Artvinlilere, Ardahanlılara, Erzurumlulara, Doğu Karadenizliler’e Kıpçak Türkü diyor?
2-Bu kesimler (veya kendini asla olmadığı bir şeye inandıranlar) kendilerini zeki, bizi ise aptal mı sanıyorlar?