Gürcistan’dan ayrıldıktan sonraki aylarda sporcu arkadaşlarımla irtibatı koparmamış arasırada olsa sosyal medya üzerinden sohpetlerimiz devam ediyordu.
Aradan 1 yıl geçmişti, üzerime düşen görevi yerine getirmek gerektiği için malzemeleri almaya gittim ve onlara lazım olan tüm malzemelerden beşer onar adet temin ederek otobüsle yola çıktım. Batumdann sarp sınır kapısına geldiğimde bir engelle karşılaştım.
Türkiye tarafında hiçbir sorun yaşamamış ama Gürcistan tarafına geldiğimde bu hediye diye getirdiğim malzemelerden vergi alınması gerektiği söylendi ozamanın parasıyla 500 lari vergi istiyorlardı bu para ödenirse geçebilecektim. Kendilerine bu bir yardım batumda bir salona götürüyorum desemde birşey ifade etmiyordu.
İki şık sundular bana ya vergi ödeyeceksin yada bunları geri götüreceksin diye uyardılar. Normalde yetkililer bu ürünlere el koyma yetkiside vardı ama bir kibarlık yaparak beni bir görevliye geri gönderdiler
Bu seferde sıkıntı Türkiye tarafında başladı oradaki yetkili bunları gürcistandan türkiyeye soktuğumu sanıp vergisini istemeye başladılar. Bende olayı baştan anlatarak ikna etmeye çalıştım orda yetkili bir görevli üzerindeki etiketlerin türkiyeye ait olduğunu anlayınca benim doğru söylediğim kanaatine vardı.
Evet sarp sınır kapısında sağtaraftan girip soltaraftan çıktıktan sonra en az 2/3 saatim boşa gitmişti. Şimdi yapılacak tek bir iş vardı batumda ki hocayı arayıp 10 kişilik bir öğrenci grubunu türkiyeye getirmesi gerekiyordu. Vede öyle oldu hocayı aradım olayı anlattım ve çok üzülmüştüm.
Bana üzülmememi 1 saate yakın bir zaman sonra orada olabileceklerini söyledi. Bende sarpta onları beklemeye başladım.
Bir saati biraz geçmiştiki hocayı ve yanındaki öğrencileri görünce bu iş oldu dedim kendi kendime.
Malzemeleri herkeze düzenli bir şekilde dağıttıktan sonra. Tekrar gümrükte sorun yaşamadan geçmeyi başarmıştık.
Batumda salona gecerek malzemeleri birleştirip emanetleri hocamıza teslim etmenin mutluluğunu yaşıyordum.
Hocamız bu hediyelere nekadar çok sevindiklerini gözlerinden okuya biliyordum.
Salonun hocasına bunları artık salonda istediğiniz gibi kullanabilirsiniz dedim, hoca bana hayır hocam bunları burda değil müsabakalara giderken orda kullanmamız bizim için daha çok prestij olacaktır dedi. Bende – siz nasıl isterseniz hocam bundan sonrası size ait dedim.
Ve oradan büyük bir dostluk ile ayrılıp geri döndüm. Sonraki yıllarda her daim oraya gider ve gelir telefonla arasırada olsa görüşmeye devam ediyorum.
Bu tür dostlukların devamını Tekrar göstermek umuduyla.