Lazi-Lazebi-Çanebi / ლაზი-ლაზები-ჭანები
Lazi Laz, Lazebi ise Lazlar demektir. Lazebi [ლაზები] veya Çanebi [ჭანები] denir. Bilimsel çalışmalar sonucu ulaşılan sonuçlarla da tespit edilebilen ve Gürcü halkı arasındaki geleneksel anlayışa göre Lazi-Lazebi veya Çanebi terimlerinin ne ifade ettiğinden söz edelim:
Karadeniz’in güneydoğu kıyılarının ve Çoruh Nehri havzasının bir kesiminin otokton halkı Lazlar, tarihsel Çaneti’nin yerlisi Kartveluri etnografik gruplarından biridir. Laz terimi sonradan kullanılmaya başlamış olup bu halkın daha eski adı Çani’dir [ჭანი].
Günümüzde Laz denen halkın çoğu Türkiye’de yaşar, Gürcistan’da ise Lazların sayısı azdır. Türkiye’de yerli Laz nüfusunun olduğu yerler; Rize’nin Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Çamlıhemşin; Artvin’in Arhavi, Hopa, Borçka, Kemalpaşa ilçeleridir. Günümüz Gürcistan’ında ise; Açara Bölgesi’nde 3 köyde, Samegrelo’da Enguri Nehri’nin denize döküldüğü yer olan Anaklia Köyü’nde Lazlar yaşamaktadır. Türkiye’nin batısına gerek 93 muhaciri olarak, gerekse sonraki dönemde göç eden Lazların kurduğu köyler ağırlıklı olarak Sakarya’nın Sapanca ve Hendek ilçeleri, Düzce’nin Akçakoca İlçesi ile Yalova ilindedir.
Lazebi veya Çanebi [ჭანები] denen bu halk (Lazlar), Açarlebi (Açaralılar), Gurulebi (Gurialılar), Meskhebi (Meskhiler), Klarcebi (Klarcetililer), Taoelebi (Taolular), Megrelebi (Megreller), Svanebi (Svanlar), Raçvelebi (Raçalılar), Leçkhumelebi (Leçkhumililer), İmerlebi (İmeretililer), Kartlelebi (Kartlililer), Kakhelebi (Kakhetililer), Tuşebi (Tuşetililer), Khevsurebi (Khevsurlular), Pşavebi (Pşavililer) hep birlikte Kartveli ulusunu oluşturur, tüm bu gruplar Kartveli ulusunun boyları, kollarını teşkil eder.
Tüm bu gruplar Gürcistan’ın ana unsuru olan Kartveli/Kartvel milletini oluşturuyor, bu grupların her biri Kartveluri etnografik grupları olarak kabul ediliyorken, asırlardır Gürcistan’da yaşayan bazı gruplar Kartveluri etnografik grubu olarak kabul edilmez, onlara Kartveli denmez.
Lazebi (Lazlar) sıralanan diğer gruplarla aynı milletin parçası olarak görülürken Gürcistan’da kimler bu gruba dâhil edilmez? Yaklaşık 4 yüzyıldır Gürcistan’da yaşayan Karapapak/Terekeme Türkleri ve Azerbaycan Türkleri, Gürcistan’da daha eskiden beri görülen Ermeniler aradan geçen yüzyıllara rağmen hala Kartveluri etnografik gruplarından sayılmaz.
Türkiye’de ve Rusya’da belirli kesimlerin ileri sürdüğü gibi; Gürcistan’daki ana unsur (Kartveli ulusu) asimilasyoncu bir politika üzerine ülke inşa etmek amacıyla Laz ve diğer grupları tanımlıyor olsa, bu durumda sayıları Lazlardan çok daha fazla olan yüz binden fazla Ermeniye, yüzbinlerce Karapapak-Terekeme ve Azeri Türküne “Kartveli” demesi beklenirdi.
Yüzyıllardır; Gürcistan’da yaşayan Ermenilere hala Ermeni, Karapapak-Terekeme Türküne hala Terekeme, Azeri Türküne hala Azeri deniyorken; günümüzde sayıları azalmış olan Lazların, sadece bugün değil, tarihin her döneminde Gürcistan’ın asli, eski ve yerli unsuru, Kartveluri etnografik gruplarından biri sayılmasının hem bilimsel hem de siyasi dayanakları olduğu ileri sürülmektedir.
Laz terimi ilk kez miladi 1. Yüzyılda Yunan ve Roma kaynaklarında geçer. Bu halk kendisini daha önce Laz olarak adlandırmazdı. Güney Kafkasya ve Doğu Karadeniz’de yaşayan çeşitli boylar kendilerini boy adlarıyla tanımlar, geniş anlamda ise bulundukları coğrafyaya ve krallıklarına Kolkha/Kolkheti (yabancı kaynaklarda Colhis) ve Tao (yabancı kaynaklarda Diaokhi) denirdi.
Romalıların ve Yunanlıların o zamanki Güney Kafkasya ve Doğu Karadeniz coğrafyasının kendi irtibat alanları içinde kalan kesiminde yaşayan halka verdiği ad idi “Laz”. Bu terim, zaman zaman Roma ve Bizans işgaline uğrayan, Roma ve Bizans etkisine giren bölge halkı arasında benimsenip yaygınlaştı ve bu etkinin sonucu olarak bugünkü Lazların ataları kendilerin Laz olarak tanımlamaya başladılar.
Laz kelimesi Lazca olmadığı gibi Gürcü kelimesi de Gürcüce değildir. İranlılar belirli dönemlerde büyük saldırılar düzenledikleri Güney Kafkasya’nın doğu ve güney kesimindeki insanları Gürcü olarak ifade etmişlerdir.
Kısacası, Roma ve Yunanlılar ile İranlılar için Güney Kafkasya ve Doğu Karadeniz mücadele alanı olmuştur. Bunun sonucunda;
Roma ve Yunanlılar belirli dönemlerde Güney Kafkasya’nın batı kesimini ve Doğu Karadeniz’i kendi eyaletleri olarak görerek oranın halkına Laz demişlerdir. Bu terim daha sonra bu halk arasında da yaygınlaşmış ve Türkçeye de girmiştir. İranlılar belirli dönemlerde Güney Kafkasya’nın doğu ve güney kesimini kendi eyaletleri olarak görerek oranın halkına Gürcü demişlerdir. Gürcü terimi Türkçeye de Farsçadan girmiştir. Bu terimi kendine Gürcü diyenler kendi aralarında konuşurken bugün bile kullanmazlar.
Aynı dil grubuna ait, aynı coğrafyayı paylaşan ve aynı etnik gruptan olan halkın zaman zaman İran saldırılarına uğrayan, İran’la irtibatlı kısmına Gürcü, Roma ve Bizans saldırılarına uğrayan ve onlarla irtibatlı kısmına Laz denmiştir. Hiç şüphe yoktur ki; Roma ve Bizans etkisi Doğu ve Güney Gürcistan coğrafyasını da kapsamış olsa Laz terimi bugün Türkiye’de Gürcü diye tanımlanan kesimi de kapsayacaktı. Ya da Roma veya Bizans etkisi yerine İran etkisi tüm coğrafyayı kapsamış olsa, Laz terimi değil, Gürcü terimi tüm coğrafyada hâkim olacaktı.
Lazlar, Açaralılar, Klarcetililer, Taolular, Svanlar, Megreller, Gurialılar, Meskhiler, İmeretililer, Kartlililer, Kakhetililer ve diğer Kartveluri etnografik grupları aynı etnik kökenden gelmektedir ve aynı dil ailesi içindedirler.
Lazcanın dâhil olduğu dil ailesini inceleyelim: Kafkas Dil Ailesi bölgesel bir grup olan Kuzey Kafkasya Dil Ailesi ve genetik bir grup olan Kartveluri edebi dil ve lehçelerinden müteşekkil Güney Kafkasya Öbeği’ni oluşturur. Kartveluri genetik öbeğinin üyeleri Gürcüce (Kartuli), Megrelce (Margaluri/Megruli), Lazca (Lazuri/Çanuri) ve Svanca’dır (Luşnu/Svanuri). Bunlar Saerto-Kartveluri olarak adlandırılan arkaik dilin edebi dil ve lehçelere bölünmesiyle ortaya çıkmıştır. Tarihlemeleri tartışılan kabul görmüş teorilere göre Saerto-Kartveluri’den MÖ 3. Binde Svanuri, MÖ. 2. Binde Zanuri (Zanca) adı verilen konuşma sistemleri oluşmuş, Zanuri de kendi içinde Megruli ve Çanuri olmak üzere iki alt sisteme ayrılmıştır. Bu iki alt sistemin de şiveleri, şivelerin de ağızları vardır. Gürcistan’ın Apkhazeti (Abhazya), Samegrelo’da Megruli, Açara Bölgesi ve Türkiye’nin Laz nüfusunun yaşadığı yerlerde Çanuri (Lazuri) konuşulabilmektedir. Edebi Gürcüceyle tanışmamış olanlar Edebi Gürcüce konuşanlarla kısmen anlaşabilmektedir.
Bunun yanında, tüm bu grupların bir araya gelerek siyasi bir yapı oluşturmalarının, aynı devlet çatısı altında yaşamalarının 3200 yıllık geçmişi vardır ve etnologların ifadesine göre; boylar bir kez bir araya gelip bir devlet oluşturmuşlarsa; daha sonra o birlikleri dağılmış olsa bile bir millet olarak kabul edilirler.
Osmanlı İmparatorluğu Sürmene-Of’tan Gonio’ya kadar olan toprakları 1547 yılında aldı ve buraya Lazistan diyordu. Osmanlı İmparatorluğu 1851 yılında resmi olarak Lazistan Sancağı’nı kurdu ve Trabzon’a bağladı. Osmanlılar 1851 yılında Lazistan Sancağı’nı kurunca Açara ve çevresi, Batum ve Kobuleti (Çürüksu) çevrelerini de bu sancağın içine kattı. Lazistan Sancağı içerisinde Lazların ve Gürcülerin birlikte yaşamasının bir sonucu olarak; Gürcistanlıların önemli bir kısmı; sadece Lazlara değil, aynı zamanda Türkiye’de bugün kendine Gürcüyüm diyen herkese Laz demekte, onları birbirinden ayırmamaktadır.