Apkhazeti (Abhazya) / აფხაზეთი
Batı Gürcistan’da Karadeniz kıyısında Gürcistan’ın tarihsel ve etnografik bölgelerinden birinin adıdır. Türkiye’de Abhazya olarak ve kısmen bilinen bir yerdir. Karadeniz’in doğu noktasıdır. Türkçedeki Abhazya ve Abhaz terimleri esasen Gürcüce Apkhazeti [აფხაზეთი] ve Apkhazi [აფხაზი] terimlerinin Türkçe versiyonlarıdır. Apkhazi yani Abhaz terimine ayrı bir maddede yer verilmiştir. Apkhazeti terimi farklı dönemlerde farklı coğrafi alanları ve farklı yönetim biçimlerini ifade etmiştir. Yönetim biçimi olarak ele alacak olursak; Apkhazeti’nin (Abhazya) beylik (Gürcüce samtavro) [სამთავრო], prenslik (Gürcüce eristavlık) [საერისთავო] ve krallık (Gürcüce samepo) [სამეფო] olduğu dönemler vardır.
Kartlis Tskhovreba’da Apkhazeti coğrafi ismi ilk olarak milattan sonra 1. Yüzyıl olaylarını anlatırken geçmekte ve Batı Gürcistan’ı ifade etmektedir. İlk olarak 1. Yüzyıl için ifade edilen Apkhazeti terimi, 7. Yüzyıldan sonra Gürcü kaynaklarında aktif olarak kullanılmakta ve siyasi gelişmelere bağlı olarak Gürcistan’ın farklı bölgelerini ifade etmektedir. Apkhazeti tarihin farklı dönemlerinde dört farklı alanı kapsar: 1-Bugünkü Abhazya Özerk Cumhuriyeti’nin bir kısmını, 2-Batı Gürcistan’ı (Trabzon’dan Nikopsia’ya kadar), 3-Tüm Gürcistan’ı, 4-Tekrar bugünkü Abhazya Özerk Cumhuriyeti’ nin bir kısmını, 5-Bugünkü Abhazya Özerk Cumhuriyeti’nin tamamını. Buna bağlı olarak Apkhazi/Abhaz teriminin anlamı da değişiyordu. Abhazya yöneticilerinin ünvanları da buna bağlı olarak değişiyordu; mtavari, eristavi, mepe, sonra tekrar mtavari ünvanı alıyorlardı.
Günümüz Apkhazeti’sinin olduğu yer tarihte sırasıyla Kolkheti/Egrisi Krallığı, Kolkheti’nin de otonom olarak tabii olduğu İberia/Kartli Krallığı, Egrisi/Lazika Krallığı, Egrisi/Abhaz Krallığı, Birleşik Gürcistan Krallığı içerisinde yer almıştır. Abhaz Krallığı dönemiyle ilgili bilgi almak için sözlüğün Abhaz Krallığı-Apkhazta Samepo [აფხაზთა სამეფო] maddesine bakınız.
Abhazya’nın çeşitli bölgelerinde kale, köprü, kilise, manastır ve başka birçok tarihi eser ve yazıtlar mevcuttur. Bazıları bin yaşındaki bu eserlerin tamamı Gürcü yapımı, Gürcü eseridir ve yazıtları da Gürcücedir. Bunun yanında başkent Sokhumi dâhil yer adları-toponimlerin tamamı Megrelce/Lazca-Svanca-Gürcücedir. Sokhumi’den söz edecek olursak orijinali Tskhumi [ცხუმი] Svanca köknar ağacı anlamına gelir. Osmanılar bu toponimi telaffuz edemedikleri için Sohum demişlerdir. Daha sonra da Gürcü-Megrel-Svanların diline bu Sokhumi olarak geri dönmüştür. Orta Çağ Avrupalı denizcilerinin ve seyyahlarının yaptığı haritalarda Sokhumi’nin olduğu yer “Porto Mingrello” yani “Megrel Limanı” olarak işaretlenmiş olup haritalarda gösterilen bayrak ise Gürcistan Krallığının bayrağıdır. Abazalar kendi dillerinde Sokhumi’ye Akua demektedir ancak 19. yüzyılda dahi Sokhumi’de Abaza yaşamamaktadır. Abazaların gerçek Akua yerleşim alanı Apkhazeti’de değil Kuzey Kafkasya’dadır.
Apkhazeti’de Gürcistan’ın birleşik krallık olduğu çağlarda da yerel feodal yöneticiler vardı. Gürcistan’ın son birleşik krallığı olan Gaertianebuli Sakartvelos Samepo 15. Yüzyılın sonunda parçalanarak çeşitli krallık ve prensliklere (beyliklere) ayrıldı. Bu tarihten sonra Apkhazeti Beyliği (Abhazya Prensliği) [აფხაზეთის სამთავრო] uzun dönem Samegrelo Eristavlığı (Samegrelo Prensliği) egemenliği altında alt beylikti. O dönemde Apkhazeti prensleri/mtavari’leri olan Şarvaşidze hanedanı Dadiani Prenslerine bağlı alt beylikti. Dadiani hanedanı bir dönem sadece Samegrelo ve Apkhazeti’ye değil o dönemlerde Guria sınırları içerisine giren Batum kıyılarına da hâkimdi. Esasında eristavlık, samtavrolar Gürcistan’da eski bir kurumdu, bölgelerdeki feodal yöneticiler olan eristavlar ve mtavariler yüzyıllar önce Gürcistan kralı tarafından atanmıştı. Eristavlıklar ve samtavrolar bir nevi prenslikti ve hanedan şeklinde babadan oğula geçiyordu. Hangi eristavların ve hangi mtavarilerin hangi bölgeyi yönettiğine örnek verirsek; Guria’yı eristavi Gurieli, Akphazeti’yi mtavari Şarvaşidze, Samegrelo/Odişi’yi eristavi Dadiani’ler yönetiyordu. Dadianilere eristavlar eristavı deniyordu. Uzun bir dönem boyunca Apkhazeti (Abhazya) mtavarileri ve Guria Eristavları Samegrelo Eristavı Dadianilere, Dadianiler ise Gürcistan Kralına bağlıydılar. Gürcistan’da yüzyıllar öncesinde bu yönetim biçimi oluşmuş ve yerleşmişti.
Yeni Çağda Samegrelo/Odişi Prensliğine (eristavlık) bağlı ancak bazen bu bağlılıktan kurtulan Apkazeti Beyliği (Abhazya Prensliği) bugünkü Apkhazeti’nin olduğu yerde bile değildi, Sokhumi ve bugünkü birçok Abhaz bölgesini kapsamıyordu. 12.-17. yüzyıllar arasında bugünkü Apkhazeti/Abhazya’nın büyük bir bölümü, Sokhumi dâhil Megrel Odişi Beyliği içindeyidi. Abhazya Beyliği Psirtsha Nehri’nden başlayarak bügünkü Gudauta ve Gagra ilçelerini içermekteydi. Osmanlıların bölgeye ayak basmasından itibaren zaman içerisinde dengeler değişti. Gürcistan’ı yeniden birleştirmeye çalışan İmereti kralları ve diğer Gürcü kralları dönemin imparatorlukları İran ve Osmanlı saldırıları ve dönemsel işgalleri (ve sonra da Rusya oyunları ve tüm ülkeyi işgali) nedeniyle başaramadılar. Batı Gürcistan Osmanlı hâkimiyetindeyken Samegrelo’ya bağlılıktan kopan Apkhazeti Osmanlı hâkimiyeti altında bir prenslik olarak varlığını sürdürdü. Bu bölgelerin sınırları sürekli değişiklik gösteriyordu. Apkhazetis Mtavari ünvanına sahip Şarvaşidzeler de Gürcüydüler ve Rusya Apkhazeti’yi (Abhazya) ele geçirip 1864 yılında Abhazya Prensliğini lağvedene kadar Osmanlı idaresinde veya çeşitli mücadeleler içerisinde varlıklarını sürdürdüler. Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya bölgeyi ve tüm Gürcistan’ı ele geçirmek için amansız bir mücadele içerisine girmiş, sonucunda Rusya galip gelmiştir. Bugün Abaza/Apsuvalar Şarvaşidze hanedanına Çaçba deyip Abazalaştırmakta, onların Gürcülüğünü yok etmek istemektedir. Son Abhazya Prensi Mikheil Şarvaşidze’dir.
Birleşik Gürcistan Krallığı’nın [გაერთიანებული საქართველოს სამეფო] yıkılmasından sonra son birkaç yüzyıldır Osmanlılar ve Ruslar Apkhazeti (Abhazya) ve tüm Gürcistan kıyılarını hâkimiyet altına almak istediğinden, tarihteki gelişmelerin sonucu olarak Abhazya’nın yerlisi ve gerçek sahibi Megrel/Lazlar ve Svanlar kısıtlanmış; önce Osmanlıların, sonra da Rusların arkasından yürüyen, hâkim rüzgâr yönüne göre sıkça saf değiştiren Abazaların asimilasyoncu özelliği, baskıları ve buna ilave olarak dış güçler olan Osmanlı ve Rusların Abazalara tanıdığı imtiyazlar ve teşvikleri nedeniyle Abhazya’nın yerlisi çok sayıda Megrel/Laz hem dilini hem kimliğini kaybedip Abazalaşmıştır. O dönemde Abhazyalı birçok Megrel/Laz uzun bir döneme yayılan çatışmalarda ölmüş, bir kısmı Gürcistan’ın başka bölgelerine bir kısmı da günümüz Türkiye’sinin Artvin ve Rize illerinin Karadeniz kıyısındaki ilçelerine göç etmiştir. Abhazya’nın yerli halktan temizlenerek demografik yapısının değiştirilmesi çabası o yüzyıllara dayanmaktadır. Buna rağmen Megrel/Lazlar, Svanlar, Leçkhumililer, İmeretililer ve Gürcistan’ın farklı bölgelerinden insanlar Apkhazeti’de (Abhazya) varlığını sürdürmüştür. 19. Yüzyılın ikinci yarısında Abhaz sürgünü diye ifade edilen olaylarda Apkhazeti’den sürülenlerin en az yarısı Abaza kökenli olmayan Apkhazetili Megrel/Laz/Gürcü kökenli insanlardır.
Apkhazeti 1864 yılından 1917’ye kadar çeşitli idari birim isimleri altında Rusya İmparatorluğu içindeydi. Gürcistan’ın diğer bölgeleri gibi Apkhazeti’de Rus yönetimi kuruldu.XXRusya İmparatorluğu 1917’de yıkılınca Gürcistan 1918 yılında bağımsızlık ilan etti ve Ruslara karşı mücadele edip Apkhazeti/Abhazya’yı ve hatta eski Gürcistan toprakları olan Soçi’yi de alarak bir zamanlar Gürcistan sınırlarının ulaştığı Tuapse’ye kadar ilerledi. Apkhazeti Bölgesi’ndeki Abazalar 11 Haziran 1918 tarihli halk meclisi kararıyla Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti içinde geniş özerklik aldı. 24 Temmuz 1918’de Sokhumi Gürcü yönetimine geçti.
1921 yılında ise Sovyetler Birliği Kızıl Ordusu Gürcistan’ı işgal etti, 3 yıllık kısa bağımsızlık sona erdi. Apkhazeti/Abhazya’da o tarihten Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1991 yılına kadar Sovyet hâkimiyeti vardı. 21 Mayıs 1921’de “Abhazya Özerk Cumhuriyeti” adıyla bir Sovyet cumhuriyetine dönüştürüldü. 1922 yılında Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlandı. Abazalar bölgede azınlıktı ve %17 nüfusları vardı ancak buna rağmen SSCB’de başka örneği görülmeyen şekilde siyasi gücü ve kontrolü ellerinde tutuyorlardı. Bu da Gürcü karşıtı Rus politikalarının sonucuydu.
Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde başkent Tiflis dâhil tüm Gürcistan’da iç savaş çıkartılmış, Rusya’nın planlayıp yönettiği karışıklık ve iç savaş Gürcistan’ı parçalamıştır. İç savaşın pençesinde ve Rus ordusunun fiili işgali işgali altındaki Gürcistan Apkhazeti/Abhazya Bölgesi’ni kaybetmiş, Güney Kafkasya’dan çekilmek istemeyen Rusya Abazaları bahane ederek ve kullanarak bölgedeki işgalini pekiştirmiştir. Gürcistan o dönemde, kendi özerk cumhuriyeti olan Apkhazeti/Abhazya’da; resmi üniformalarını çıkarmış Rus ordusu mensuplarından (2014 yılında Ukrayna’da olduğu gibi), ayrılıkçı Abazalardan (Apsualar), Kuzey Kafkasyalı ve Avrupalı paralı askerlerden oluşan kuvvetlere karşı kaybetmiştir. Esasında Gürcistan’ın da o dönemde henüz organize bir yapıya kavuşmuş nizami bir devlet olduğundan ve düzenli Gürcistan ordusundan söz edilemez. Gürcülere karşı yaptıkları bu savaşa Rus komutanlar komuta ediyor, rus silahları ve tankları kullanılıyor, Ayrılıkçı Abazalarla birlikte olan üniformalarını çıkarmış Rus askerleriyle paralı Kuzey Kafkasyalı ve kısmen Avrupalı eşkıyalar asıl gücü oluşturuyordu. On binlerce Gürcü/Megrel/Svan öldü, bunların arasında, ülkesine sahip çıkan ve Gürcü tarafında yer alan birçok Abaza da vardı. Ayrılıkçılar tarafından Gürcülere/Megrel-Lazlara karşı etnik temizlik suçu işlendi, 300 bin Abhazyalı Gürcü/Megrel-Laz/Svan ve kısmen de Abaza, Abhazya’dan sürüldü.
Türkiye dâhil dünya Rusya’nın güya bağımsızlık statüsü verdiği Abhazya’yı resmi olarak tanımıyor. Tüm dünya Gürcistan sınırları içerisinde olduğunu kabul ettiğini beyan etmesine ve sorunun bu çerçevede çözülmesi gerektiğini söylemesine rağmen, gerçekte Abhazya 1992-1993 tarihlerinde cereyan eden çatışmalardan beri fiilen Gürcistan’ın kontrolü dışındadır. Orada de fakto bir durum mevcut olup Abhazya esasen Rusya’nın elinde, işgali altındadır. Abhazya’da birçok Rus askeri üssü mevcut olup bunların dört tanesi yarı nükleer üs niteliğindedir.
Abhazya’nın fiilen Rus işgali altında olduğunun, onun bağımsızlığı söyleminin büyük bir yalandan ibaret olduğunun delillerinden biri de aşağıdaki tarihi ve utanç verici fotoğraftır. 2018 yılında çekilen bu fotoğrafta, sözde bağımsız Abhazya’nın sözde cumhurbaşkanı Raul Khacimba, Rusya seçimleri için Abhazya’daki işgalci Rusların askeri üssünde kurulan sandıkta Rusya vatandaşı olarak görevini yerine getirmek için Rus askerinin karşısında oturmuş, bağlı olduğu Rusya Devlet Başkanı Putin için oy kullanmaktadır.
Diğer dikkat çekici husus da Apkhazeti/Abhazya’da nüfusun Ermeniler lehine değişmesidir. Abhazya’da yaşayan 240 bin civarında nüfus içinde; Rusya’nın Ermenistan projesi ve Ermenilerin teşvik edilmesi edeniyle Ermeni nüfus birinci sırayı almış olup Apkhazeti/Abhazya’da özerk bölge ilan etmek ve siyaseten de tüm Abhazya’da söz sahibi olmak için çalışmaktadırlar.
Bugünkü Apkhazeti/Abhazya’nın yüzölçümü 8.700 km2 olup kıyaslama yapacak olursak, 7.436 km2 yüzölçümlü Artvin’den biraz daha geniştir. Örneğin 25.006 km2 yüzölçümüne sahip Erzurum, Apkhazeti/Abhazya’dan 2.8 kat daha büyüktür. Başkent Sokhumi/Sohum dâhil tüm Apkhazeti/Abhazya bugün oldukça bakımsız ve ihtiyaçlarını karşılayamamakta olup, yeni bir şey yapılmadığı gibi eskiden kalan ne varsa onlarla idare edilmekte, eski binaların çoğu ve yolları bakımsızlıktan kullanılamaz durumdadır.
Gürcü Ansiklopedik Sözlüğü/ქართული ენციკლოპედიური ლექსიკონი