Tatlı Çürüme!
İnsan bazen hiçbir şey yazmak istemiyor; bunun bir nedeni de aslında yazılacak çok şeyin olması. Almanca’da, kaba çeviriyle “seçenek bolluğunun eziyeti” diyebileceğimiz bir deyim var. Tıpkı bunun gibi. Ben de epeydir burada yazı yazmıyorum. Çok yazmak, tekrara da düşürebiliyor insanı. Bir de ne kadar yazarsan yaz, yanındakinin bile seni anlamadığı bir yerde okur ne kadar anlasın, diye de soruyor insan kendine.
Siyasal gündem, toplumsal gündem, insanlar bakış açılarını ve haliyle de davranış biçimlerini değiştiremedikleri sürece hep aynı çıkmazın içinde bir sarkaç gibi sallanıp duruyor. Ezberletilmiş tarih, din, siyasetin, ya da genel olarak söylersek rutin anlayışın, yani sistemin verdiği ve dayattığı anlayışın dışına çıkma korkusu, tatlı bir çürümeye bırakıyor insanları. Soğuktan donmak üzere olan insanların tatlı bir uykuya dalma halleri gibi, tatlı bir çürüme.
Çürüme çok yaygınlaştı ve hatta salgın halini aldı. İnsanlar genellikle kendilerinden değil de başkalarından yararlanmak istiyor. Başkalarının çabalarından, başkalarının itirazlarından, sokaklara çıkmasından, dertleri üstlenmelerinden yararlanmak istiyor. Sedat Peker de bu yüzden bu kadar ilgiyi görüyor. İnsanlar gene genellikle kendi anlatılan hikayesine başkalarının sahip çıkmasını istiyor. Nasılsa birileri bir şeyler yapar, nasılsa şartlar değişir düşüncesini içeren tatlı bir çürüme içinde.
Oblomovluk aslında bir dönemlerin Rusya’sında kalmamış, aksine bütün dünyaya bulaşmış. Dünya kirleniyor. Sadece küresel iklim sorunu yok. Küresel uyuşukluk, küresel tüketim, küresel yeme içme, küresel ukalalık, küresel boşluk ve cahillik paraya ve güce tapınmanın cazibesiyle birleşince, dünya dediğimiz bu gezegen avuçlarımızın arasından kumlar gibi ufalanıp gidiyor.
Bütün olan biteni görmeme üzerine kurulu her türlü çılgın tüketim hırsından insan olarak ben de etkileniyorum. Benim yolum bu hırslarla ters orantılı. Hırslar nereye giderse ben tam aksi yöne gitmek istiyorum.
Benim gibi davranan insanlar da var elbette. Bütün dünya nimetlerinden kala kala bu insanlar kaldı elimde artık. Bu da büyük bir zenginlik. Kimileri için züğürt tesellisi olsa bile.