Şenol Taban : Dün akşam grubu Lapera’ya getirenin kaptanı iki kitap tutuşturdu elime ve; “ister yak, ister çöpe at” dedi. Kitaplara göz gezdirdim, “Herkese Lazım Olan İman” kitabı 137, “İngiliz Casusunun İtirafları” ise 132 baskı yapmış. Bu baskılara ve dağıtan misyonerlerine para mı dayanır? Trilyonlar akıtan sponsorları sağ olsunlar.
BAHTI “KARA” GÖL
Çocukluğumdan hatırlıyorum, Borçka Karagöl’ü yaylaya giderken kocaman ormanların arasından zar-zor görür, geçerdik. Ormanların gölgesinde kaldığı için adını Kara takmışlar, o devasa ağaçlar kesildikten sonra Yeşil’e döndü göl. Öyle gizemli ve doğaldı ki, içinde canavar yaşadığını söyledikleri için yanından geçmeye bile korkardık. Ormanlar kesilince yüzmeye bile başladık. Meğer canavar, kestiren ve kesen “insanmış”.
1500 metre rakımdaki Karagöl’e önce ucube betonarme bina yapıyorlardı, itiraz ettik ahşap restoran çevirdiler. Sonra çok yıldızlı otel yapacaklardı, itiraz ettik şimdilik yapılamadı.
İlle bir şeyler yapılması gerekiyordu, doğal ve güzel olan ne varsa tecavüz edilmesi gerekiyordu. Önce elle makbuz keserek sonra bariyer koyarak ücretli giriş yaptılar, her tarafa mangal ocakları koydular, yetmedi ücret mukabili TRAMBOLİN (Zıp-zıp) yerleştirdiler. Dondurma koydular, plastik çocuk oyun alanı ve mescit yaptılar. Sonra hoparlörden ezan sesi yükseldi, turizm sezonda (Haziran-Ekim) imam atandı.
Mehter marşı ile yürüyenlere, ölürüm Türkiyem ile bozkurt işaretleri yaparak halay çekenlere, mescide sığmadığını bahane ederek meydanda namaz kılanlara tanık olmaya, sosyal medya paylaşımlarında görmeye başladık. Bahtı KARAGÖL’ün durumu da memleketin hal-i pürmelaline benzedi.
Beş vakit namazında niyazında kaptan bu kitapları verirken, “bedava dağıtıyorlardı, mecbur kaldım almaya, ben yapamadım, al sen ne yaparsan yap” dedi. Ben de önce yaktım, sonra küllerini çöpe attım.
HÜSEYİN HİLMİ IŞIK: Her iki kitabın yazarıdır. Işıkçılar tarikatını lideri, silahlı kuvvetlerden albay rütbesi ile emeklidir. Kadın sesi dinlemenin ve televizyon seyretmenin günah olduğunu söyleyen ve 2001 yılında ölen zavallının biri idi. Damadı ise, kadın sesine ve televizyona hayran, Gülben Ergen’lere, Seda Sayan’lara para akıtan TGRT televizyonun ve İhlas Holdingin sahibi Enver Ören’dir.