Fotoğraf ne güzel şeydir.
Bazen bir kare unuttuğunuz bazı güzellikleri hatırlatır. Dün kuzenimin attığı bu fotoğraf beni eskilere,hüzün ve mutluluk arası duygulara götürdü.
Sene 2007. Rahmetli babaannem ile inekleri yayladan köye indiriyoruz. Ben tabi her üniversiteyi kazanmış Artvinli genç gibi saç uzatmaya başlamışım. Yaya bir saatlik yol gittikten sonra hayvanları kamyona yükleyip devam edicez.
Yaylacılık yapanlar iyi bilir; Hayvanlar yaylayı okadar sever ki onları yaylaya getirmek çok kolay, geri köye döndürmekse zordur. Çıkarken taze ot ve sonsuz özgürlük hevesiyle koşa koşa yaylaya yol alırken dönüşte fotoğrafta da gördüğünüz gibi çeke çeke götürürüz.
Babanem yaylalara doğru bakarak bir daha gelişin kısmet olup olmayacağını dillendirmişti. Malesef olamadı. Hala yayla evimizde seneye geldiğinde kullanmak için sakladığı şekeri, tuzu durur.
Üniversite yıllarına kadar ninesi ve dedesi ile yaylacılık yapmış son kuşak olmak hem mutlu edici hem de üzücü. Bilinçsiz bir şekilde ilerleyen ve bazı kesimlerin “Turizm” dedikleri benim ise büyük ölçüde talan ve çürüme olarak tanımladığım o şey bu dağları ne hallere sürükleyecek bakıp görücez. Ben babaannemin anılarına her ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağıma söz veriyorum.
Hem doğanın hem de anların kıymetini bilmek dileğiyle.
****
Gürcü şiiri kapsamlı bir seçkiyle ilk kez Türkçede! Grigol Orbeliani, İlia Çavçavadze gibi klasik şairlerle başlayan seçki, 20. yüzyıldaki avangard atılımları ve Gürcü şiirinin modernleşme sürecini de gözler önüne seriyor. Antolojideki şiirler Gürcülerin topraklarına, kültürlerine olan derin bağlılıklarını, mücadelelerini, doğa sevgilerini yansıtıyor, okuru Gürcistan’ın tutku ve yaşam sevinci açısından zengin, büyüleyici kültürüne taşıyor.
Bilgi ve Sipariş için: https://www.veyayinevi.com/urun/gurcu-siiri-antolojisi/