Rizeli Mavnacı Ali Kabadayı!
Polis kayıtlarına göre istanbul”da isim yapmış semt kabadayılarından biride Rizeli Mavnacı Ali” idi.
Ali 1880 yılında Rize’de doğmuştu. Emekli polis Ömer Ünal’in ifadesine göre, henüz 25 yaşındayken o tarihlerde Üsküdar’ın haracını yiyen!
Karamanlı Yusuf’u vapur iskelesinin önünde falçata ile öldürdükten sonra namı birden alıp yürümüştü. Tam 16 yil süre ile semtinde kimseye göz açtırma yan Mandacı Ali için Ünal şöyle konuşmuştu: “Mandacı Ali’yi tanıdığım zaman o en şaşaalı devrini yaşıyordu. Biraz yaşanmıştı ama etrafına topladığı gençlerle borusunu öttürüyordu.
Evi Üsküdar Solak Sinan mahallesinde olduğu halde O, Karaca Ahmet Mezarlıği’nın endisine mesken yapmiştı. Bu yüzden polisin eline geçmiyor, civar ev ve işyerlerine baskınlarda bulunuyordu. Zaman zaman semtini terk edip istanbul yakasına geçen, orada da borusunu ottürebilen yürekli bir kabadayıydı. Onu istanbul’a çeken mühim sebeplerden biri Fatih’te. Sekbanbaşı mahallesi, Kalaycı sokakta oturan Rusya göçmeni Tatar Zehra idi. Metresini deli gibi seven Mavnacı. Al, her tehlikeyi göze alarak onu sik sik ziyarete geliyordu. Ufak tefek bir kadın olan Tatar Zehra karşısında, koca Mavnacı âdeta çocuklaşıyordu.
İşte bu siralarda yani Mavnacı’nın kadin uğruna “işini savsattığı sırada Üsküdar’da Selâmsız’daki Ermeni Kilisesi’nde yatıp kalkan Piç Ardaş isminde bir Ermeni çocuğunun ismi duyulmaya başlamıştı. Ardas, Mavnaci’nin avenesinden bir kaçını sıkıştırip adamakıll benzetmişti. Bu isim Mavnacı Aliyi yavas yavas rahatsız etmeye başlamıştı. Bir çöplükte iki horozun ötmeyeceğini söyleyen Mavnacı 26 Kasim-1920 gecesi Ardaş’ bir hile ile Kuzguncuk semtine çağırtıip öldürmek istedi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamıştı. iki hasım Kuzguncuk’taki Yalı kahvesinin önünde kapıştılar. O tarihte 41 yaşında olan Mavnacı, kendisinden 6 yaş küçük olan Pic Ardaş’la halkın gözü önünde tam bir saat bıçak düellosu yaptı. Mavnacı hasmınin sağ el başparmaği ile şahadet parmağım koparmasına rağmen sonunda Pic Ardas’in 14 biçak darbesi ile can verdi.
Mavnacının, Piç Ardasla yaptığı bıçak düellosu, Kuzguncuklu eski
kuşakların hâlå dilindedir. O kanlı kavgaya şahit olup da bugün hayatta bulunan Keramettin unçok söyle anlatmiştı: “Kahvede otururken, dışarda bir gürültü koptu, hep beraber kapıya çıktık. Mavnac ile ic Ardas bir ellerinde bıçak diğer ellerine sardıkları ceketle, birbirlerinin etrafinda fir fir dönüp firsat kolluyorlardı. zamanlar buraları şimdiki gibi değildi. Değil polis, bazen ilåç için bile adam bulunmazdı. O kanlı kavgayı tam bir saat nefesim kesilerek seyrettim. Sonunda Piç Aydaş, takatsiz kalan Mavnacıyı yere düşürdükten sonra, sağ elinin kesilen parmaklarindan oluk gibi akan kana rağmen, sol eli ile bıçağını rasgele saplamağa başladı. Sonra da ceketini kesik elinin üzerine sarip, olay yerinden çekti gitti. Hepimiz şaşkın bir halde peşinden bakakaldık!